“Büyüklükte benzeri olmayan, pek yüce.” manalarına gelen “el-Azîm” ism-i şerifi, Kur’ân-ı Kerîm’de en çok geçen ism-i şeriflerden biridir. Altı defa Allah Teâlâ’nın ismi olarak, bir defa Kur’ân-ı Kerîm’e vurgu olarak, yüz kadar da, büyük başarı, büyük mükâfat vb. gibi anlamlarla mahlûkata nispetle geçmektedir.

Âyetü’l-Kürsî’de de: “…Aliyy de; (Zât’ına nispetle, her şeyin değersiz kalacağı bir büyüklük sahibi olan) Azîm de ancak O’dur!” (Bakara Sûresi, 2/255) vurgusuyla geçen “el-Azîm” ism-i şerifi, Allah Teâlâ’nın ulûhiyetini beyan eder.

Âdemoğlu, bu ism-i şerifin hakikati karşısında evvela itikadını düzeltmeli, Allah Teâlâ’nın tek olduğu bilinciyle tevhide erişmeli, O’nun her türlü noksanlıklardan münezzeh olduğu inancıyla kulluğunu hatırlamalı ve Allah Teâlâ’ya iltica edip O’nun merhametini talep etmelidir.

Namaz kılarken rükû esnasında “Sübhâne Rabbiye’l-Azîm” şeklindeki tesbihimiz ve Kur’ân-ı Kerîm okuduktan sonra “Sadakallâhü’l-Azîm” derken yaptığımız şey de, O’nun kelâmı ve zâtı karşısındaki âcizliğimizi dile getirip ululuğunu tasdik etmektir. Zira Kur’ân-ı Kerîm, ilâhî bir kitap olduğu konusunda ve lafzının mucizevî olduğu hususunda hiç kimsenin şüphe edemeyeceği bir kitaptır.

İmâm-ı Gazâlî Hazretleri, bu ism-i şeriften, peygamberlerin vve elilerin nasipdar olduklarını ifade eder. Onların heybeti karşısında insanların acziyetini “el-Azîm” ism-i şerifinin tecellisiyle açıklar. Peygamberlerin mucizeleri, velilerin ise kerametleriyle bu yüceliği izhar ettiklerini özellikle belirterek Allah Teâlâ’nın büyüklüğünün herhangi bir şeyle mukayese edilemeyecek bir yücelik olduğuna dikkat çeker.

“el-Azîm” ism-i şerifinin manası, Allah Teâlâ’yı hakkıyla bilme konusunda esas alınması gereken bir manadır. Allah Teâlâ bununla ilgili şöyle buyurur: “Göklerde bulunanlar ve yerde olanlar ancak O’na aittir! Aliyy de, (Zât’ına nispetle, her şeyin değersiz kalacağı bir azamete sahip olan) Azîm de ancak O’dur!” (Şûrâ Sûresi, 42/4)

El-Azîm Faziletleri ve Zikrindeki Faydalar

“Yâ Azîm” ism-i şerifinin zikrini her gün âdet hâline getiren bir kimse, akranları ve çevresi arasında şeref ve izzetiyle öne çıkan biri olur.

Bu ism-i şerif, hasta bir kimsenin üzerinde bin on defa okunursa, hastaya eceli gelmediği takdirde şifa ihsan edilir.

İsm-i şerifin zikrini daim hâle getiren kimse, ilimle meşgul olan melekler tarafından “Azîm” sıfatıyla çağrılır.

“Yâ Azîm” ism-i şerifinin manasını anlayarak ve yaşayarak zikre devam eden kimse, tecellilere mazhar olur, izzet ve şerefe kavuşur; hasta ise şifa bulur.

Not: Yazı başındaki arkaplan görseli “Helen Abbas”a aittir. İsmi belirtilmeden kullanılması yasaktır.

Esmâü’l-Hüsnâ

Bir Yorum Yazın

Email adresiniz gizli kalacaktır. Zorunlu alanlar şu işaretle bildirilmiştir: *