“Varlığı hiç değişmeden duran. Var olan, hakkı ortaya çıkaran.” manalarına gelen “el-Hakk” ism-i şerifi, Allah Teâlâ’nın fiilen var oluşunu ve ulûhiyetini vurgular. Hiçbir şey yaratılmamışken de o vardı. Her şeyin ona dönücü olduğunu, bu hakikat üzerinden anlamak gerekir.
“Hakk” ifadesi Kur’ân-ı Kerîm’de pek çok kez geçmektedir ki, bunların büyük bir kısmı münferit yani Allah Teâlâ’nın ismi olmaksızın genel mana itibarıyla yer almıştır. Allah Teâlâ’nın ism-i şerifi olarak ise altı yerde geçmektedir. Yûnus Sûresi’nin 32. ayet-i kerimesinde, hakikî gerçekliğin yalnızca O olduğu ve her şeyin O’na dönücü olduğu hükmü şöyle beyan olunmuştur: “İşte o Allah sizin gerçek Rabbinizdir. Gerçeğin dışında sapıklıktan başka ne vardır? O halde haktan nasıl çevriliyorsunuz?”
Kullar, “el-Hakk” ism-i şerifinin sırlarına erebilmek için Allah Teâlâ’dan başka bir şeyi yaratma ve uhrevî yönden bağlayıcı bir hüküm koyucu olarak görmemeli, ulûhiyet yönünden sağlam bir itikada sahip olmalıdırlar. İtikatlarını gerekli araştırmaları yapmak suretiyle taklitten tahkike yükseltmeli, hayatın her alanında batıllardan uzak durmalıdırlar.
El-Hakk Faziletleri ve Zikrindeki Faydalar
İsm-i şerifin zikrine daimi olarak devam etmek, kişiyi her şeyden evvel ebedî saadet ve kurtuluşa eriştirmeye en büyük vesile olan dosdoğru itikada eriştirir.
Bir mü’min, manasına inanarak ve anlamını ihlâsla yaşayarak “Yâ Hak” şeklinde zikretmeye devam ederse, Hakk’ı bulur, ahlâkı güzelleşir, daima adalet ve doğruyu tespit edip onlara bağlı kalır. İsm-i şerifin zikrine devam edenler, duası makbul kimseler arasına dâhil edilir.
Akıbetleri hayreyleyen ve şerleri hayra tebdil eden Allah Teâlâ’dır. Bir kimse “Yâ Hakk” ism-i şerifini bin kez zikrederse, kötü akıbeti hayra tebdil edilir ve üzerinde bulunacağı hayırlı işlerde de muvaffak olur.
Sabahları “Lâ İlâhe İllallâhu’l-Meliku’l-Hakku’l-Mubîn” şeklinde zikretmeyi âdet edinenler, hayırlı yollardan zengin olur.
Herhangi bir şeyi kaybolan kimse eline alacağı kare şeklinde kâğıdın dört köşesine “el-Hakk” ism-i şerifini yazar ve gece yarısı ellerini semaya açarak duada bulunursa, kaybettiği şey ona buldurulur ve bunu yapan kişinin işlerine Allah Teâlâ kâfi gelir.
İsm-i şerifin zikrine her farz namazın ardından 108 kez olmak üzere devam eden kimse, tecellilere kavuşur, Allah Teâlâ’ya hakikî kullukla şerefyap olur.
Not: Yazı başındaki arkaplan görseli “Helen Abbas”a aittir. İsmi belirtilmeden kullanılması yasaktır.
Bir Yorum Yazın