En kısa ifadeyle “gözetici” ve “koruyucu” anlamlarına gelen el-Müheymin ism-i şerîfi, “kâinatın bütün işlerine gücü yeten” anlamını da kapsar. İlmiyle her şeyi kuşatan, her şeyden haberdar olan Allah Teâlâ’nın, her an gözetimi ve denetimi altında bulunduğunun farkında olmak, ihsan makamını ifade eder ki bu makam, Cebrâil’in (Aleyhisselâm) tavsiye ettiği: “Allah Teâlâ’nın gördüğünü düşünerek ibadet etme ve yaşama” makamıdır.

Kullar bu ism-i şerîften nasiplerini, yaratılanlara merhametli olmakla ve yumuşak bir huy elde etmekle alırlar. Bunu kazanabilmek için huyları düzeltmeye çalışmalı, kötü alışkanlıklardan kurtulmak için çabalamalı ve kusurları tespit ederek düzeltme yoluna gidilmelidir. İnsan bu yolu takip ederek şeref ve izzet sahibi bir kimse hâline gelir. el-Müheymin ism-i şerîfinin manasını düşünerek kişinin kendisini kontrol etmesi, kul hakkına girmekten kurtulması ve ibadetlerini hakkıyla yerine getirmesi kolay olur.

İnsan bu ism-i şerîfin manasını düşünerek Mevlâ Teâlâ’nın her an kulluğunda olduğu bilinciyle gönlünde genişlik ve büyük bir ferahlık duyar. Tasavvuftaki murakabe hâli, bu ism-i şerîfin manalarına yoğunlaşmayı ve o manaları hissetmeyi tanımlar. Ehl-i tasavvuf bundan hareketle bu ism-i şerîfin manasını: “Onlar bilmediler mi ki, gerçekten Allâh onların (içlerinde gizledikleri nifak) sırlarını da fısıldaşmalarını da bilmektedir ve şüphesiz ki Allâh, (kullardan gizli kapalı olan) tüm gaybları hakkıyla bilen bir Zât’tır!” (Tevbe Sûresi, 66) ayet-i kerimesi ışığında izah etmişlerdir. “Müheymin” kelimesinin bir başka ayet-i kerimede (Nisâ Sûresi, 48), Kur’ân-ı Kerîm’in, kendisinden önce gönderilmiş olan kitapları tasdiki bağlamında kullanılmış olması, müfessirler tarafından özellikle dikkat çekici bulunmuştur.

Bazı âlimler bu ism-i şerîfi: “Dünyada kendisine iman ve itaat edip güzel işler yapanlara ahirette tam ve eksiksiz bir şekilde mükâfat verecek olan” şeklinde açıklamışlardır.

Faziletleri ve Zikrindeki Faydalar

“Yâ Müheymin” zikri, rivayet edildiğine göre Hazreti Yunus’un (Aleyhisselâm) zikridir; balığın karnından bu zikre devam ederek kurtulmuştur. Bu zikre devam eden, ism-i şerîfin tecellileri vesilesiyle düşmanlarından eminden olur ve dileklerine nail olur. Güzelce gusül abdesti alıp temizlendikten sonra –abdest bozucu bir hâl meydana gelmeden- ism-i şerîfi yüz defa zikreden kimsenin izzet ve şerefi artar, dilekleri yerine gelir.

Not: Yazı başındaki arkaplan görseli “Helen Abbas”a aittir. İsmi belirtilmeden kullanılması yasaktır.

Esmâü’l-Hüsnâ

Sizin yorumunuz Cevaptan vazgeç

Email adresiniz gizli kalacaktır. Zorunlu alanlar şu işaretle bildirilmiştir: *