Duâ Âdabı

Kelime anlamı olarak; seslenmek, çağırmak, yardım talep etmek, istemek anlamına gelen dua, Yüce Allah’ın (Celle Celâlühû) sonsuz kudreti karşısında acizliğimizi kabullenip, O’nunla kurduğumuz diyalog köprüsüdür. Dua aynı zamanda zikir ve ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.v); “Dua ibadetin özüdür.”[1] Buyurmuştur. Zaman  mekan  kısıtlaması olmadan yapabileceğimiz duanın edep ve adapları bulunmaktadır. Şimdi onlardan bahsedeceğiz;

Duâ Ederken Dikkat Edilmesi Gerekenler

  1. Abdest alınmalı, kıbleye yönelinmelidir.
  2. Diz çöküp, eller göğüs hizasına getirilerek açılmalıdır.
  3. Dua esnasında gözler semaya dikilmemelidir.
  4. Duaya direkt  istekler  ile başlanmamalı, tevbe-i istiğfar getirilmeli, zikir edilmeli, daha sonra istekler dile getirilmelidir.
  5. Allah katında en güzel dua yalvarışlı ve yakarışlı olandır. İsyan derecesinde ve çok yüksek sesle bağırarak değil Allah’a yalvarır gibi dua etmek uygundur.
  6. Dua ederken ne çok yüksek sesle ne de çok kısık sesle dua edilmelidir. İkisinin orta tonu ayarlanmalıdır.
  7. Yürekten Allah’a (Celle Celâlühû) teslim olup, duanın kabul olacağına inanılmalıdır.
  8. Dua sadece ibadetlerden sonra değil her fırsatta edilmelidir, bilhassa şerefli vakitlerin gözetilmesi uygun olur.
  9. Duayı ederken Allah’a (Celle Celâlühû) sığınmalı yalnız ona güvenilmelidir.
  10. Türbe, evliya, yatır gibi vefat eden zatların başında onlardan bir şey isteyerek dua etmek kat’i surette uygun değildir. Yalnız başta Peygamber Efendimiz (s.a.v) olmak üzere Allah’ın sevdiği kulları hürmetine diye dua edebiliriz, bu şekilde yine sadece Allah’tan (Celle Celâlühû) istemiş oluruz.
  11. Duayı belli kalıplara koyarak, ezbere şiir okur gibi okumak uygun değil hatta mekruhtur.
  12. “Ben günahkarım nasılsa duam kabul olmaz” diyerek dua terkedilmemelidir. Allah’ın “Rahman ve Rahim” ismi unutulmamalı, haşa! Allah’tan ümit kesilmemeli, Allah’ın bağışlayıcı olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.
  13. Duada diğer Müslümanların aleyhine ve zararına isteklerde bulunulmamalıdır.
  14. Peygamber Efendimiz’den (s.a.v) ve ashaptan aktarılan dualarla, dua edilmelidir.
  15. Dua umumi olmalıdır yani kişi sadece kendi için dua ederek bencillik etmemeli bütün müslüman kardeşlerini duanın içine almalıdır.
  16. Duaya başlarken olduğu gibi bitirirken de Allah’a şükretmeli, Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) salavat getirilmelidir.
  17. Kesinlikle beddua edilmemelidir.
  18. Dua bitiminde eller yüze sürülmeli ve “amin” denmelidir.

Beddua Üzerine

“Kul herhangi bir şeye lanet ettiğinde o lanet gökyüzüne çıkar. Semanın kapıları ona kapanır. Sonra yere iner, yeryüzünün  kapıları da ona kapanır. Sonra sağa sola bakınır, girecek yer bulamaz da o lanet edilen kişiye döner eğer gerçekten lanete layık ise onda kalır. Değilse lanet edene döner.[2]

Yine rivayete göre

Uhud Savaş’ında Peygamber Efendimiz (s.a.v) yaralanır  ve mübarek dişi kırılır. Bunu gören ashab-ı   kiram bu duruma üzülerek ; “Ya Resurullah  dua et de Allah-ü Teala cezalarını versin.” Der.

Peygamber Efendimiz ise; “Ben lanet etmek için  gönderilmedim. Hayır dua etmek için, her mahluka merhamet etmek için gönderildim.” Buyurmuşlardır.

Bildiğimiz gibi Yüce Rabbimiz (c.c) affedicidir. Öyle ki kendine koşulan şirki dahi, bu günahtan dönüldüğünde affeder. Gördüğümüz gibi Hz. Peygamber (s.a.v) de İslam’a insanları tebliğ ederken binbir türlü eziyete mahsur kaldı, sabretti yine beddua etmedi. Onlar ki; Hürmetine evrenin yaratıldığı peygamber ve evrenin yaratıcısı Yüce Allah’tır (Celle Celâlühû). Onlar dahi affediciyken biz aciz kulların haddine midir affetmeyerek kinle öfkeyle beddua etmek? Hele ki bunun yükümlülüğünün ne kadar ağır olduğunu biliyorken..

Şerifli Saatler ( Duâların Kabul Olduğu Vakitler )

  1. Gecenin Son Üçte Birinde Edilen Dua:

Peygamber Efendimiz ‘e (s.a.v) hangi dua daha çok kabul edilir diye sorduklarında;

Gecenin son saatlerinde ve farz namazlardan sonra yapılan dua”[3] buyurmuşlardır.

  1. Ezan Okunurken Edilen Dua;

İki şey vardır, asla reddedilmezler: Ezan esnasında yapılan dua ile insanlar birbirine girdikleri savaş sırasında yapılan dua.”[4]

  1. Ezan ile Kamet Arasında Edilen Dua;

“Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez.”[5]

  1. Secdede Edilen Dua;

Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın![6]

  1. Yağmur Yağarken Edilen Dua;

Müslüman kişi için üç vakit vardır, onlarda dua ederse, sıla-i rahmi kıran ve günah olan bir şey taleb etmedikçe, kendisine mutlaka icabet edilir:  Namaz için müezzin ezan okurken susuncaya kadar, savaşta iki saf karşılaşınca Allah aralarında hükmedinceye kadar, yağmur yağarken kesilinceye kadar.[7]

  1. Farz Namazlardan Sonra Edilen Dua;

Gecenin son saatlerinde ve farz namazlardan sonra yapılan dua kabul edilir[8]

  1. Yolculukta iken Edilen Dua
  1. Ramazan Ayında Edilen Dua;

Ramazan`ın ilk gecesinde Cennet kapıları açılır. Her gece sabaha kadar  bir  münadi seslenir: Günahlarının affedilmesi için istiğfar eden yok mu? Tevbe eden yok mu? Allah tevbesini kabul buyursun. Dua eden yok mu? Cevap verilsin. Kendisi için bir şey isteyen yok mu? isteği hemen karşılansın.[9]

  1. İftar Ederken Yapılan Dua;

Oruçlunun iftar vaktindeki duası reddedilmez.[10]

  1. Aynı zamanda; Hastayken, Cuma geceleri, arefe günü, kandil gecelerinde, zemzem içilirken, Kabe görülünce, Recep Ayının ilk gecesi, harp meydanında, kalp hüzünlüyken, misafirlikte, bayram geceleri de edilen dualar, duaların kabul zamanlarıdır.

Son Olarak; Başımız sıkıştığında ya da bir dileğimizin gerçekleşmesi adına yaptığımız duayı sadece bu sıkıntılı zamanlarda değil, herhangi bir nimete kavuştuğumuzda sağlık sıhhat bulduğumuzda, kötülüklerden, musibetlerden korunmak adına, güzel ahlaka sahip olmak ,doğru yoldan sapmamak, Allah’ın rızasını Peygamber’in(s.a.v) şefaatini kazanmak için de dua edilmelidir. Tüm bu bahsi geçen hususları dikkate  alarak Yüce Yaradan’a ellerimizi açmak en sahih olanıdır.

[1] Tirmizi Da’avat 1

[2] Ebu Davud, Tirmizi

[3] Tirmizi.Daavat.79

[4] Muvatta,Nida7.(1.70)

[5] Ebu Davud.Salat 35

[6] Müslim, Salat 215

[7] Kütüb-i Sitte

[8] Tirmizî, Daavât 79]

[9] [Müsned, 4:22]

[10] Tirmizi,Daavat,129

Bir Yorum Bırak