Yaratılmış olan her ne varsa belli bir şekle ve özelliğe sahiptir. “el-Musavvir” ism-i şerîfi, Allah Teâlâ’nın, yaratıcılığına delâlet eden bir başka ism-i şerîfidir. Her şeyi belli bir şekil ve özellik vererek yaratmak, “el-Musavvir” ism-i şerîfinin manasını ifade eder.

Kâinatı güzel ve özel kılan, barındırdığı her şeyin birbiriyle uyumlu oluşu ve ahengidir. Bu uyumu, gelişimi ve ahengi en güzel şekilde anlayabilmek, bir su damlasından hâsıl olan insanın, anne karnında geçirdiği evrelere ve doğduktan sonra geçirdiği aşamalara bakmakla, kolay bir şekilde mümkün olur.

Yaratılmış olan şeyler birbirlerinden, özellikleri vasıtasıyla ayrılırlar. Onların böyle ayrı ayrı özelliklerde yaratılmış olmaları, “el-Musavvir” ism-i şerîfinin hükmüdür. Netice olarak, yaratılan her ne var ise seçilmiş ve seçilerek diğerlerinden ayrılmıştır. Bu büyük bir rahmettir ve bu noktada birçok hikmet söz konusudur. Bu rahmet ve hikmeti anlayabilmek için yaratılan şeyleri birbirinden ayırmayı sağlayan farkların, bir an için yaratılmadığını düşünmek kâfidir.

Buraya kadar üzerinde durmuş olduğumuz, “yaratma” anlamı içeren “el-Hâlık”, “el-Bâri” ve “el-Müsavvir” ism-i şerîflerinin arasındaki farkı İmâm el-Gazzâlî (Rahimehullâh), “el-Hâlık” ism-i şerîfinin kapsayıcı manasını ifadeyle beraber şöyle açıklamıştır:

Cenâb-ı Hak, takdir edici olarak da “Hâlik”dir; icat ederek yokluktan varlığa çıkarıcı (“Bâri”) olarak da Hâlikdir. Nihayet “Müsavvir” (şekillendirici) olarak da hâliktir. Yaratıklara en güzel şekli O vermiştir. Onları gayet güzel nizam ve intizam içinde O, yaratmıştır…

Faziletleri ve Zikrindeki Faydalar

Çocuk sahibi olamamak, ailelerin en büyük ızdıraplarından biridir. Böyle bir imtihana tabi tutulan aile için “Yâ Müsavvir” ism-i şerîfinin zikri tavsiye edilir. Bu terkip şöyledir: Ailenin hanımı yedi gün, erkeği ise üç gün olmak üzere oruç tutarlar ve oruçlarını, iftardan hemen önce yirmi bir defa “Yâ Müsavvir” ism-i şerîfini zikrettikten sonra üfledikleri bu su ile açarlar. Bu terkibe devam ettikleri günlerde birlikte olurlarsa evlat sahibi olurlar.

Samimî ve ihlâslı mü’minler, manasını hissederek “Yâ Müsavvir” zikrine devam ettikleri takdirde bu mübarek ism-i şerîfin eserleri ve tecellileri kendilerinde zahir olur. İşlerinde muvaffak olurlar. Zor olan işlerin üstesinden gelir, bu yolda karşılaşmış oldukları engelleri aşarlar. Meşru istekleri yerine gelir ve muratlarına da nail olurlar.

Not: Yazı başındaki arkaplan görseli “Helen Abbas”a aittir. İsmi belirtilmeden kullanılması yasaktır.

Esmâü’l-Hüsnâ

Bir Yorum Yazın

Email adresiniz gizli kalacaktır. Zorunlu alanlar şu işaretle bildirilmiştir: *