“Ölüleri dirilten” ve “kabirlerinden çıkaran” anlamlarına gelen “el-Ba‘is” ism-i şerifi, öldükten sonra dirilme ve ruhların bir araya gelerek hesap meydanında toplanmaları şeklindeki itikat esasını ortaya koyan büyük bir ism-i şeriftir. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyrulmuştur: “Ve yine şu sebepledir ki; o (kıyâmet) ân(ı) mutlaka gelecektir, kendisinde hiçbir şüphe yoktur. Bir de gerçekten Allâh kabirlerde bulunanları diriltecektir.” (Hac Sûresi, 22/7)
Öldükten sonra dirilmenin beden ve ruh birlikteliğiyle (haşr-ı cismânî) vaki olacağı, Kur’ân-ı Kerîm’de açıkça beyan edilmekte hatta konu, müşriklerin önde gelenlerinden Übeyy ibnü Halef’in elinde toprak altında çürümüş kemik parçalarıyla gelerek Peygamber Efendimiz’le (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) alay etmeye kalkıştığını anlatan kıssa üzerinden vurgulu bir anlatımla ortaya konulmaktadır: “Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: ‘Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?’ dedi. De ki: ‘Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir.” (Yâsîn Sûresi, 36/78-79)
Maalesef günümüzde de ruh-beden birlikteliğiyle dirilmeyi batılıların zerk ettiği birtakım şüphelere kapılarak inkâr edenler bulunmaktadır. Bize düşen, bu tür şüphelere götürebilecek yolları tamamen kapatmak ve itikadımızı Ehl-i Sünnet itikadına göre düzeltip bu yol üzere sebat etmektir.
Kulların bu ism-i şerifin maneviyatından istifadesi, âhiret ahvâline dair inancı delillere vukufiyetle sağlam yapmak ve istikamet üzere bulunmakla mümkün olacaktır. Buna göre, mufassal bir akaid şerhi okumanın lüzumu ve önemi de ortaya çıkmaktadır.
İsm-i şerifin “Yâ Bâ‘is” şeklinde zikrine devam eden ve zikrini, ihlâslı bir şekilde yapan kimsenin gönlü genişler ve açılır. Kendisine umulmadık yerlerden hayır kapıları açılır.
Bir kimse uyumadan evvel elini göğsünün üzerine koyarak ism-i şerifin zikrine 100 defa olmak üzere devam ederse kalbi nurlanır, ilim ve hikmetle donatılır.
Takvalı bir kul olabilmek için, ism-i şerifin zikrine her gün 573’er kez olmak üzere devam edilir. İsm-i şerifin, diğer bazı ism-i şeriflerle de yakın bir alâkası söz konusudur. Nitekim “el-Fettâh” ism-i şerifiyle birlikte zikredilmesi tavsiye edilmiş ve “Yâ Bâ‘isi yâ Fettâh!” şeklinde zikretmenin, zikir sahibini bütün isteklerine kavuşturacağı müjdelenmiştir.
Not: Yazı başındaki arkaplan görseli “Helen Abbas”a aittir. İsmi belirtilmeden kullanılması yasaktır.